Tarihçe
Shaolin Kung-Fu Tao'cu felsefenin bir ürünü olarak ortaya çıkmış ve öncüleri tarih boyunca Budist Shaolin Rahipleri olmuştur. Shaolin rahipleri kendilerini tehdit eden rejime, haydutlara, vahşi hayvanlara ve diğer tehlikelere karşı savunma teknikleri geliştirerek tüm savaş sanatlarının kaynağı olan yer yüzünün en büyük savaş sanatı Shaolin Kung-Fu’sunu meydana çıkartmışlardır.


Shaolin Kung-Fu’su sayesinde yaşamlarıyla beraber inanç felsefelerini de korumayı başaran Shaolin Rahipleri Kung-Fu sanatı sayesinde dinlerini ve felsefelerini de yaymanın mümkün olabileceğini fark ederek yollarına devam etmişler ve bunu günümüze kadar taşımayı da başarmışlardır.
Tapınakları birer eğitim alanı olarak kullanan Shaolin Rahipleri dinsel, düşünsel, felsefi ve bedeni tüm faaliyetlerini bu tapınaklarda gerçekleştirmişlerdir. Erdeme ulaşmanın yolunu kendi aralarında kurdukları dünyalarında hayatın bir çok nimetinden vazgeçerek aramaya çalışmışlardır. Shaolin Rahipleri bu eşsiz sanatı inançları gereği son derce gizli tutmuşlar, sadece ruhsal ve bedeni açıdan yeterli gördükleri nadir insanlara aktarmışlardır. Bu yüzden,

Shaolin Rahipleri insan anatomisinin 550 ana hareket formundan oluşan ve binlerce kombinasyona ulaştırılabilen ve bunun ötesinde anlamlı olarak daha fazla hareket üretilemeyeceğini keşfettikleri Kung-Fu sanatını 27 parçaya bölmüşlerdir. Bunun sebebi, her insanın Kung-Fu yu bütünüyle öğrenmesinin uzun zaman alması, bu yüzden de inanç felsefelerini yaymalarının güçleşecek olmasını fark etmelerinden kaynaklanmaktadır. Bölmüş oldukları Kung-Fu sanatının her bir parçası için bir rahip görevlendirerek her birini farklı bir bölgeye göndermişler, inanç ve felsefelerini bu yolla yaymalarını istemişlerdir.

Dünya üzerinde aslı Kung-Fu dan doğmuş ve bulunduğu bölgede farklı isimler almış olan değişik stiller aslında hepsinin atası olan Kung-Fu nun bir parçasıdır ve sadece Kung-Fu nun birer kesiti olarak kalmışlardır. Böyle kalmalarının tek sebebi ise Shaolin Rahipleri nin bir keşfi olan Kung-Fu gibi kompleks bir öğretiyi kavrayacak azim ve yetenekteki insanların az olmasıdır.